Haber

Ukrayna’da savaş yorgunu gençler cepheye gitmek istemiyor

Pavlo Zhilin, Çerkassi sokaklarında devriye gezerken, bu bölgedeki genç erkekler onunla karşılaşmaktan kaçınmaya çalışıyor.

Çünkü Pavlo, Ukrayna ordusuna asker bulmak için bu devriyelerde bulunuyor.

Rusya’nın ülkeyi işgal etmesinden bu yana neredeyse iki yıl geçti ve yetkililer artık cepheye gidecek gönüllü bulmakta zorlanıyor.

Savaşmak isteyenlerin çoğu ya ölü, yaralı ya da hâlâ ön saflarda. Hala ön saflarda olanlar yerlerine yenilerinin gelmesini bekliyor.

Ukrayna’nın diğer şehirlerinde olduğu gibi Çerkassi’de de işgalin ilk günlerindeki heyecanı bulmak pek mümkün değil.

Çünkü Ukrayna savaş yorgunu.

Pavlo’nun hikayesi

Sokaklardaki görüntüye tepki gösteren Pavlo, “Anlamıyorum. İnsanlar sanki savaş çok uzak bir ülkedeymiş gibi ortalıkta dolaşıyor. Tam bir işgal ama insanlar umursamıyor gibi görünüyor.”

24 yaşındaki asker, yaşadığı hayal kırıklığını şöyle dile getirdi: “İlk günkü gibi herkesin bir araya gelmesi gerekiyor. O zamanlar herkes birlik içindeydi.” Bunu sözleriyle dile getiriyor.

Cherkasy’de sıklıkla sosyal medya kısıtlamaları yaşanıyor. Çünkü zorunlu askerlik çağına gelen gençler, sosyal medyayı kullanarak devriyelerin yönünden kaçmaya çalışıyor.

24 yaşındaki Pavlo ülkesi için büyük bir fedakarlık yaptı.

Askere gitme hayaliyle büyüdüğünü anlatırken gözleri parlıyor. Pavlo, işgalin başladığı Şubat 2022’de orduda görev yapıyordu.

Daha sonra Kiev yakınlarında ve batı Donbas’taki Soledar’da savaştı. Büyük kayıpların yaşandığı Bahmut Muharebesi’nde ağır yaralandı.

O anı şöyle anlatıyor: “Ağır ateş altında kaldık. Yanıma bir mermi düştü. Dirseğimin tamamını kaybettim. “Hiçbir şey kalmadı” diyor.

Bir çalının altına girip dua etmeye başlayan asker, hastaneye kaldırıldı.

Pavlo bunun büyük bir rahatlama olduğunu kabul ediyor. Sadece hayatta kaldığı için değil, aynı zamanda ön cepheden çıktığı için de nefes aldığını söylüyor: “Orada çok zordu. Bunu kelimelere dökemiyorum bile.”

Pavlo ileriye bakıyor ve yaşadıklarını hatırlayarak sessizleşiyor.

Genç askerin yaraları ciddiydi. Sağ kolu omzunun altından ampute edildi. Uzuvunun kesildiği yerde hâlâ ağrı hissediyor ve bacağında hâlâ şarapnel parçası var. Protezi ona sınırlı hareket olanağı sağlıyor.

Ancak terhis olmayı kabul edemediğinden subay oldu.

Başına gelenlerden sonra askere gitmek istemeyen Ukraynalı gençleri anlayıp anlamadığını merak ediyorum.

Pavlo kararlı bir şekilde cevap veriyor: “Bir gün çocukları onlara savaş sırasında ne yaptıklarını soracak. ‘Saklanıyordum’ diye cevap verdiklerinde ise çocuklarının gözünde perişan olacaklar.”

Ukrayna’nın kendisini savunmak için ödediği bedel çok büyüktü.

Pavlo’ya çatışmada arkadaşlarını kaybedip kaybetmediğini sorduğumda, birliğinde “neredeyse hiç kimse kalmadığını” itiraf ediyor ve “Sadece benim gibi yaralılar kaldı. Diğerleri öldü” diyor. diyor.

Serhiy’nin hikayesi

Doğudaki sınır sınırından uzakta, Irpin kentindeki harabelerin ortasında çalışmalar sürüyor.

Kiev yakınlarındaki Irpin, savaşın ilk saatlerinde Rus kuvvetleri tarafından işgal edildi.

Şehrin her yerinde yıkılmış binalar var ama inşaat çalışmalarının sesleri de duyulabiliyor.

Evlerini kaybedenler, her biri iki odalı ve bir duşlu prefabrik kulübelerden oluşan küçük “kasabalarda” barındırılıyordu.

Cepheden tahliye edilen siviller de buraya yerleştirildi.

Lilia Saviuk ve kocası, Rus işgali altındaki Kakhovka’dan buraya taşınmak zorunda kaldı.

Savaşın başında oğulları Serhiy bodrumda kilitli kalmıştı. Lilia, oğlunun Ukrayna yanlısı sloganlar attığı için işkence gördüğünü söylüyor.

Serhiy buradan serbest bırakıldığında Ukrayna adına hemen savaşa katıldı.

Lilia, oğlunun fotoğraflarını göstermek için telefonuna göz attığında, feci bir yaralanmanın görüntüleri ortaya çıkıyor.

Oğlunun bir bacağı kırıldı.

Geçen sonbaharda şiddetli çatışmaların yaşandığı Avdiivka’da Serhiy yaralanmıştı.

Bu çatışmalar sırasında Ukraynalı yetkililer bile askerlerinin durumunu itiraf etti. Bir kaynağa göre sekiz Rus askerine karşı cephede sadece bir Ukraynalı asker vardı.

Lilia ve kocası, oğulları yaralanana kadar şehirlerini terk etmediler.

“Onları aradım ve ‘Sessiz mi?’ diye sordum. “Biz soruyoruz” diye açıklıyor, bu bombardımanın devam ettiği anlamına mı geliyor?

Lilia hem oğlu için hem de şehirdeki akrabalarının durumu için ağlıyor.

Bana oğlunun tekerlekli sandalyedeki videosunu gösteriyor.

Fotoğrafta Lilia’nın oğlunun bacağına deri grefti uyguladığı ve doktorların “bir mucize gerçekleştirdiğini” söylediği görülüyor.

Ancak oğulları Serhiy ayağa kalkar kalkmaz cepheye dönme niyetindedir.

Anne ve babasına, arkadaşlarının kendisine ihtiyacı olduğunu ve cephede yeterli askerin bulunmadığını söyledi.

Lilia, oğlu iyileşmeden savaşın bitmesi için dua ediyor.

“Vatani görevini yaptığını düşünüyorum” diyor gözleri yaşlarla doluyor:

“Bir anne olarak bunu söylemek belki günah olabilir ama o hastanedeyken ben rahat uyuyabiliyorum. Ön saflardayken uyuyamadım. “Bunu gerçekten söylememem gerekiyor ama oğlumun şu anda hastanede olmasına sevindim.”

Vladislav’ın hikayesi

Çerkassi’nin dışında yeni düzenlenmiş bir mezarlık var. Sıra sıra mezarlarda, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in işgal emrini vermesinden bu yana savaşırken ölen her yaştan insan yatıyor.

Ukrayna ölenleri kahraman olarak anıyor ve aileler yas tutuyor.

Her mezar ülkenin bayrağıyla süslenmiş, çelenk ve çiçeklerle doldurulmuştur. Pek çok mezarda üniformalı askerlerin resimleri yer alıyor.

İnna artık oğlunun fotoğrafını mezarına koymaya hazır değil. Cenazesinde taşınan fotoğraf hâlâ evde.

Bu fotoğraftan ayrılmaya hazır olmadığını söylüyor.

Vladislav Bikanov geçen Haziran ayında Bahmut yakınlarında meydana gelen mayın patlamasında hayatını kaybetmişti.

23 yaşına girmek üzereydi ve genç yaşına rağmen komutan yardımcısıydı.

Inna, kızı yanında sessizce ağlarken “Oğlumun doğru şeyi yaparken öldüğüne inanıyorum” diyor:

“Ben bir öğretmenim ve çocuklara her zaman şunu söylüyorum: Haklıyız, ülkemizi ve çocuklarımızı savunuyoruz. Oğlum bizi savunuyordu. O bu davaya inandı. Ben de inanıyorum.”

Bir süredir bulunmadığı mezarlıkta yeni mezarlar açıldı.

Savaştan kaçanlar hakkında ne düşündüğünü merak ettiğimde ise şöyle yanıt veriyor: “Sizce oğlum korkmuyor mu? O gidince ben de korktum. Herkes ölmekten korkuyor.”

“Ama belki de Rusya’nın kölesi olmak daha korkutucudur? Şimdi ölümü görüyoruz. Çok zor. Çok zor. Ama geri dönüş yok. Vazgeçemeyiz.”

?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu